25
yaşında 5 yıllık evli bir kadınım. Eşimle aynı yaştayız. Mükemmel bir
evliliğimiz var, mutluyum, anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir
kocam var. Ama tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız… Kocam tam
anlamıyla azgın bir erkek…
Bense, onun kadar sekse
meraklı değilim. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi gösteren ailem,
kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden kendimi soyutlamam, her
şey bir araya geldi, neredeyse frijit bir kadın oldum çıktım.
Yıldırım aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa
tutup evlendik. Birbirimizi yeteri kadar tanıyamadan… Sadece, ben ona
ilk erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından beri
seks yaptığından
bahsetti. Sayısız kız ve kadınla yatmış, ama tanıştıktan sonra sadece
ben varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş. Seviştiği hiçbir kadın benim
kadar güzel, seksi, gösterişli değilmiş.
Gerdek
gecesinden başlayarak öğretmeye başladı da… İlk defa bir erkeği
çırılçıplak gördüm, kalkmış bir erkekliğe ilk kez yakından bakıp
dokundum, bacaklarımın arasına ilk kez bir yabancı el, bir erkek organı
değdi… Zifaf korkumu anlayışlı, sevecen kocamın yardımıyla atlatabildim,
tüm gece uğraştıktan sonra, sabaha karşı bekaretimi verdim.
Sonrası da hep böyle devam etti. Sürekli kocam istedi, ben
verdim. Sadece içki içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben
yaptım. Tek kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye
başlarım. İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o seksi görev
gibi gören kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar
kalırım. Sabah başımın ağrısıyla, bacaklarımın arasında kocamın kurumuş
dölleriyle, yanımda mutlu mesut yatan kocamla uyanırım.
Bir
ay önce tatile gittik. Güzel bir tatil köyüydü. Geniş bir arazinin
içinde yayılmış bungalow tipi, içleri çok güzel dekore edilmiş müstakil
evlerden oluşmuştu. Her şey harikaydı, gülüyor, eğleniyorduk. Gündüzleri
ortadaki büyük yüzme havuzuna, geceleri köyün içindeki diskoya
gidiyorduk. Günlerimiz harika geçiyordu.
Üçüncü günün
sonunda havuz başında eğlenceler düzenleyen animatör gençle samimi
olduk. Adı Hakan’dı ve hep bizimle takılmaya başlamıştı. Kocamla
kafaları uyuyor, ben de onlara katılıyordum.
Kısa
sürede Hakan’ın asıl amacının bana asılmak olduğunu anladım.
Hareketleri, bana bakışları değişikti. Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü
kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti. Ama
kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya
çalıştım. Gece yatağımızda benimle sevişirken,
-“Kadir…”
dedim. “Şu Hakan… Gözü hep üzerimde… Yiyecek gibi bakıyor. Havuzda
iki parça bez var üstümde, onları da gözleriyle soyuyor. Çekiniyorum…”
falan dedim. Aldırmadı bile… Güldü…
-“Sikecek gibi
mi bakıyor? Aldırma aşkım… Dediğin gibi, yanında ben varım. Öyle
güzelsin ki, hele o minik bikinilerini giydiğinde öyle seksi oluyorsun
ki, zavallı Hakan da her erkek gibi sana bakmadan yapamıyor. Boş ver…
Sana bakan diğer erkeklerin yanında o da benim güzel, seksi karıma biraz
bakıversin… Bence sakıncası yok… Biz tatilimizin tadını çıkaralım.”
diyerek sevişmeye devam etti.
Ne geniş kocam vardı
benim… Kendine o kadar güveniyordu ki, kıskanmak kelimesini bilmiyordu
bile… Kocam her zamanki gibi misyoner pozisyonunda üstümde gidip
gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir şey olup olmadığını sorgulayarak
yattım altında…
Bir parça kıskansa daha mı hoşuma gidecekti? Kısıtlasa,
her şeyime karışsa, kızsa… Karar veremedim bir türlü… Boş verdim ben de…
Dikkatimi içime girip çıkan kocamın erkekliğine verdim, bir parça zevk
duymaya çalıştım.
Ertesi gün tatilimiz yine aynı
şekilde devam etti. Yine havuz başı… Yine her boş anında yanımızda biten
Hakan… Kocamın olmadığı anlarda onun beni yer gibi bakışları… Bir
yandan çekiniyordum, pek yüz vermiyordum, bir yandan da böylesine
beğenilmekten, istenilmekten gizli gizli bir mutluluk duyuyor, içim bir
hoş oluyordu. Bir yanımda kocam, diğer yanımda Hakan… Bana hayran iki
erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum.
Beşinci gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı. İnsanın
kanını kaynatan canlı, gürültülü bir müzik, etrafta dünyaya
aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler, sevişenler…
Sütyensiz, dik memelerimi ortaya seren kısacık, askılı bir
tişört, altımda mini etek, ayaklarımda yüksek topuklu sandaletler
vardı. Yanımda müziğe uygun kıpırdayıp duran kocamla ayakta dikilip
etrafı seyrediyorduk.
Hakan elinde kokteyl
kadehleriyle yanımızda bitti. İçkiye dayanıksız olduğumu bildiğimden pek
içmek istemiyordum. Ama hem Hakan’ın, hem kocamın ısrarlarını
kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık. İşte yine aynı şey
oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim
de o evli, ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt diye kırıldı,
içimdeki kadın ortaya çıkıverdi.
Birinci
kadehlerimiz bittiğinde Hakan hemen gidip ikincileri getirdi. Ben de
onlara katılmaya, olduğum yerde kıpırdayıp dans etmeye başladım. İkinci
kadehlerimizi fondip yapıp kocamla kendimizi dans pistine attık. Loş
ışığın altında yanıp sönen, dönüp duran ışıklar, gümbür gümbür çalan
hareketli müzikler…
Biraz sonra Hakan yanımıza geldi,
yanımızda dans etmeye başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum.
Oryantal müzik başladı. En sevdiğim müzik… Kıvrılıyor, bükülüyor, uzun
saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin ritmini içimde duyarak dans
ediyordum. Hakan ve kocam da karşımda alkışlarıyla tempo tutuyorlardı.
İkisinin de gözleri benim her yerimde dolaşıyor,
bense onların arzulu bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi
kıvırıyordum.
Müzik
bitti, masamıza döndük. Hakan tekrar içki getirdi. Ben artık kendimi
iyice koyvermiştim. Bir dikişte onu da içtim. Olduğum yerde devam eden
çılgın dans müziğinin etkisinde masada oturan erkeklerin önünde dans
ediyordum. Öyle coşmuştum ki, oturduğum koltuğun üzerine bile çıktığımı
hatırlıyorum. İkisi de, hatta etraftaki erkekler de aşağıdan beni
izliyorlardı. Savrulan minicik eteğimin altına giydiğim
tanga külodu bile görüyorlardı eminim…
Ve alkolün verdiği cesaretle buna aldırmıyordum bile…
Hatta hoşuma gidiyordu bana öyle bakmaları… Kocam da beni durdurmak,
aşağıya indirmek için hiçbir hareket yapmıyordu. Sanırım bana bakmaları
kocamın da hoşuna gidiyordu. Bir süre sonra yoruldum. Hareketli dans,
fazla kaçırdığım alkol iyice etkilemiş, ayakta duramıyordum. Başım
dönüyordu. Gülüyor, saçma sapan konuşuyordum. Kocam koluma girdi,
-“Hadi gidelim hayatım, sen iyice oldun. Hakan bana yardım eder misin, karımı odamıza çıkaralım…” dedi.
İki
yanıma geçip kollarımı boyunlarına attılar, beni kaldırıp diskodan
çıkardılar. Aslında onların da benden farkları yoktu, onlar da iyi
içmişlerdi. Kahkahalarla gülüyorlar, konuşuyorlar, dengelerini zor
sağlıyorlardı. Ama ne de olsa erkek olduklarından içkiye daha
dayanıklıydılar. Diskodan çıktık. Odamıza kadar olan yol boyunca kocamın
eli sırtımda, Hakan’ın eli ise belimde, kalçalarımdaydı. Ben yürüdükçe
elini kalçalarımda okşarcasına oynatıyordu. Öyle sarhoştum ki, tepki
veremiyordum, o da okşamalarına devam ediyordu.
Odamıza
geldik, kapıyı açtılar, içeri girdik hep birlikte… Beni yatağın yanına
kadar getirdiler. Önce oturdum, sonra başım dönünce sırt üstü attım
kendimi… Altımdaki mini etek sıyrılmış,küloduma kadar meydandaydı,
biliyordum fakat aldırmıyordum. Bu kafayla, gecenin bu saatinde etek
düzeltmekle uğraşacak halim yoktu hiç…
Hakan da ayakta, hemen önümde duruyor bana bakıyordu.
Sanırım tanga külodumun manzarası hoşuna gitmiş olmalıydı, gözlerini
ayıramıyordu benden… Kocam yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından
içecek bir şeyler aranıyordu sarhoş sarhoş… Hakan bana bakmayı bırakıp
isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti ki kocam elinde içki
şişesiyle seslendi,
-“Nereye Hakancım? Gel birer içki daha alalım dostum, cila olur…” diye davet etti.
O da üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni
izlemeye doyamamıştı anlaşılan… Daha ilk içkilerini içerken kocam
esnemeye başlamıştı. Bu arada Hakan’ın telefonu çaldı. Balkona çıkıp bir
süre konuştu. Konuşurken bile gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu,
görüyordum. Hakan balkondayken kocam içkisini bitirmiş, koltukta
kaykılıp horlamaya başlamıştı. Konuşmasını bitiren Hakan kocamın yanına
geldi,
-“Kadir abi…” diye seslendi, horlayarak uyuklayan kocamı dürttü birkaç kez, uyandırmaya çalıştı.
Kocam hala uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim
yanıma geldi. Ben kolumu bile kaldıramıyordum, kısık gözlerimin
arasından etrafımda fıldır fıldır dönen odada olup bitenleri izlemeye
çalışmakla yetiniyordum sadece… Yanıma oturdu. Uzun uzun beni seyretti.
Her zamankinden farklı, boğuk bir sesle,
-“Bukeett…”
diye seslendi bana… Başımı hafif kaldırıp aynı tonda,
peltek peltek yanıtladım, gülüyordum bir yandan,
-“Efendiimm..”
-“Sen niye bir içki daha içmiyorsun Buket?” Elimi tutmuş okşuyordu bunu sorarken…
-“Çok sarhoş oldum Hakancım…” dedim. “İçki istemiyorum artık…”
-“Canım,
daha çok soda var bunun içinde… Bak, bu hapı da içine atıyorum. Bu ilaç
baş dönmesine, sarhoşluğa birebirdir, etkilerini azaltır…”
-“Azaltır
mı? Heyy, güzelmiş. Ver bari içeyim…” dedim, kolumu zorla kaldırıp
kadehi aldım elinden, sırtımı yatağın başlığına dayayıp
yudum yudum içtim.
O da benimle beraber kendi içkisini
yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu arada benden taraftaki
elini de dizime atmıştı. Sonra o konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli
çok yavaş hareketlerle bacağımı okşamaya, hafif hafif yukarılara doğru
ilerlemeye başladı. Umursamadım. Zaten bir şey yapacak, karşı koyacak
halim de, niyetim de yoktu.
Biraz
sonra okşamaların dozu arttı, bacağımdaki el yine
okşaya okşaya eteğimin altına girdi. Adeta bir yılanın süzülmesi gibi
ilerliyordu bacaklarımda… Hoşuma da gidiyordu okşaması… Kedi gibi
gerindim uzandığım yerde… İçimde bir şeyler akmaya, kaynamaya başladı.
Bacaklarımın arasında okşayarak ilerleyen eli şimdi küloduma ulaşmış,
kadınlığımı okşuyordu tanga külodumun üzerinden… Yarım ağızla itiraz
ederek doğrulmaya çalıştım,
-“Aaa… Ne yapıyorsun Hakan?” dedim peltek peltek…
-“Şşşş…
Sakin ol canım… Seni sikmek istiyorum sadece…” diyerek omuzlarımdan
tutup geriye bastırdı beni… Direkt olarak sikmekten bahsetmesi komiğime
gitmişti. Kızacak yerde gülerek,
-“Terbiyesiz…”
dedim. Elimi eteğimin altında kıpırdayıp duran elinin üstüne koydum.
“Ahh… Hakan… Hakan… Çok terbiyesizsin, biliyor musun? Hem terbiyesiz,
hem yakışıklısın… Sana, heykel gibi vücuduna, kaslarına, mayonu kabartan
erkekliğine baktıkça bakasım geliyor… Bitiyorum Hakan… Yağlarım eriyor…
Islanıyorum…”
Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler
istemsizce ağzımdan dökülüyordu. İçimden geçirdiğim, kendime bile
söylemediğim şeyleri dile getiriyor, duygularımı, hayranlığımı itiraf
ediyordum ona…
-“Ben de sana hayranım aşkım… Bu güzel, biçimli vücuduna,
gülüşüne, seksiliğine… Hastayım sana… Seni ilk gördüğüm anda da, her
gördüğümde de sikim kalkıyor… Seni sevmek, okşamak, sikmek için
deliriyorum… Ohhh… Çok güzelsin yavrum… O gün bu gün… Şimdi
seni sikmek üzereyim… İsteğim oldu… Kocanın yanında sikicem seni… Onun
gözlerinin önünde… Her yerini sikicem… Bu gece benimsin… Benim
kadınımsın… Benim…”
Elimi tutup kucağına koydu. Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi olmuş aletini tutturdu bana…
-“Şuna baksana… Nasıl istiyor seni… Amına girmek için sabırsızlanıyor yarağım… Ohhhh… Bebeğim benim… Canımm…”
Cevap verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba,
müstehcen, amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da ayrı
delirtiyordu beni… Tahrik oluyordum… Kocamdan pek duymadığım,
konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi bunlar… Kendimi
bıraktım ben de…
Beni seven, okşayan eline karşı koyacak gücüm yoktu. Tam
tersine, karşı koymak şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin
istiyordum. Kanım kaynıyordu. Kadınlığımı okşayan el iyice cüretini
arttırmış, külodumu çekip çıkarıvermişti. Parmaklarını içime sokmuştu.
Islanmaya başlayan amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu
parmaklarıyla…
Kocama bakmayı akıl edebildim o
durumdayken… Hala koltuğun üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top
atılsa duyacak hali yoktu… Sonra, bir şeyin farkına vardım.
Kasıklarımda bir yanma başlamıştı. Alev alev yanıyordu cinsel
organım, etrafı, içleri kaşınıyordu… Sanki vücudumun bütün kanı oramda
toplanmıştı. Adeta tüm kanımın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini
hissedebiliyordum.
-“Ne… Ne oluyor bana böyle?” diye sormaya çalıştım.
Cevap bile vermedi bana… Eteğimi belime kadar sıvamış,
başını kasıklarıma eğmiş, tüm dikkatini orama vermişti. Dirseklerimin
üzerinde doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum sarhoş kafayla…
Dudaklarını yapıştırdı orama… Dilini çıkarmış, bir köpek yavrusu gibi
yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu.
-“Mmmm…” diye inledim. “Ohhh… Hakan… Ne yapıyorsun sen?”
dedim fısıltıyla… Yalamayı bırakıp bana baktı başını kaldırıp,
-“Amcığını yalıyorum canım… Güzel amcığını… İstemiyorsan bırakayım… Ne diyorsun? Bırakayım mı?”
-“Yoo… Hayır… Sakın bırakma… Çok güzel… Devam et…” diye
atıldım hemen… “Yalaman hoşuma gidiyor, oramın ateşini alıyor sanki… Ne
oluyor bana böyle Hakan? Oram yanıyor sanki… Ne yaptın bana sen? Yoksa…
Koyduğun hap…” Gülümsedi,
-“Sadece
içkine ilaç koydum güzelim… Azdırıcı… Bu gece seni sikmem için
yalvaracaksın bana… Sikimi sokmam için, amından götünden sikmem
için… Sikimi yalayabilmek için bana yalvaracaksın…”
-“Yoo… Hayır… Asla yapmam, yapamam senin dediklerini… Ben… Ben evli bir
kadınım… Kocamın yanında nasıl yaparsın bunu bana Hakan?” diye itiraz
ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla…
Beni
bıraktı, ayağa kalkıp üzerindeki pantolon ve gömleği hızla çıkarıp
atıverdi. Sadece slip küloduyla kaldı. Külodun önünde kocaman bir
kabarıklık vardı. Sonra külodunu da indirip çıkardı. Havuzda mayosu
ıslandığında kabarıklığını gördüğüm ve hep merak ettiğim aleti
fırlayıverdi dışarıya… Kocamınkiyle aynı boyutta, biraz kalınca bir
erkekliği vardı, taş gibi olmuş, yukarıya doğru kalkmış haldeydi.
Bana yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup canımı yakarak
kendine çekti. Kasıklarına, erkekliğine yaklaştırdı dudaklarımı… Ne
istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıkarıp ucunu yaladım yavaşça…
-“Bu gece kocan benim tatlım… Yala onu…” dedi sert bir sesle… “Yala ve em…”
Sikinin başını
ağzıma soktu haşince… Çaresizce dudaklarımı açıp içeriye kabul ettim.
Saçımdan asılarak sikini sokup çıkarmaya başladı ağzıma… Diğer elini de
uzatıp tişörtümün dekoltesinden soktu, sütyensiz göğüslerimin üzerinde
dolaştırmaya, sıkıp avuçlamaya başladı. İnledim. Hoşuma gidiyordu onu
yalamak…
Kasıklarının erkek kokusu afrodizyak gibi
daha çok tahrik ediyor, delirtiyordu beni… Sanki içkime koyduğu ilaç
yetmezmiş gibi… Elimi kasıklarıma apış arama götürdüm. Orada yanan ateşi
parmaklarımla okşayıp söndürmeye çalıştım. Ne mümkün… Yanıyordum
alev alev… İnce parmaklarım yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu… Bir
de göğüslerimi avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi…
Sonra ağzımdaki cinsel organını çıkarıverdi, onu tutan elimden
kurtarıp geri çekildi. Aletini emmekten yalamaktan ıslanmış dudaklarıma
yumuldu. Hırsla karşılık verdim dudaklarına… Nefessiz bırakıncaya kadar
öptü beni… Sonra dudaklarıma da bırakıp beni yatağa itti, kendisi
doğrulup geri çekildi. Yatağın yanında ayakta beni izliyordu ıslak
aletini okşayarak…
Elinden
oyuncağı alınmış çocuk gibi kalakaldım. Kasıklarımdaki o yanma,
vajinamdaki şişkinlik, kaşıntı hissi hala devam ettiği gibi sanki
şiddeti daha da artıyordu. İki elimi de apış arama götürdüm, sıkıyor,
okşuyor, yatağın içinde bacaklarım sımsıkı kapalı kıvranıyordum.
Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama
ilişti… Korktuğum başıma gelmişti… Gözleri açıktı… Bana bakıyordu…
Yanıbaşında çırılçıplak bir erkekle beraber yatakta yatan karısına…
Dünya başıma yıkıldı sanki… Utandım, yerin dibine geçtim…
-“Oh, Kadir…” diyebildim.
Bu arada Hakan üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa bir
bir çıkarıp atıyordu. Kısa sürede ben de çırılçıplak kaldım, yatakta
kıvranır haldeydim… Duramıyor, içimde yükselen seks isteğini
durduramıyordum. Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı sanki…
Anlayamıyordum… Olan biteni kavrayamıyordum… Neler
oluyordu bana böyle? Her zamanki alkol azgınlığı değildi bu… İçime bir
şey girmesi, bir erkeklik organının girip beni çılgınca becermesi için
deliriyordum adeta… İçimdeki kaşıntıyı, yangını ancak böyle
giderebilirdim… Öyle geliyordu bana… Kocama yalvardım, elimi uzatıp
çağırdım,
-“Kadir… Kocam… Yanıma gel… Yatağa… Seni
istiyorum… Hemen…” Oysa sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette,
koltukta beni, bizi izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş
konuşmasıyla, dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana,
-“Karıjımm…
Harika görünüyorsun… İkiniz de öyle… Sanki
pornolardaki sikişen artistler gibisiniz… Hadi sevişin… Ben sizi
seyredeyim…”
Pantolonunu indirmiş, yarı sertleşen aletini eliyle
sıvazlayarak bize bakıyordu bunu söylerken… Kulaklarıma inanamıyordum.
Neler söylüyordu bu adam? Hakan atılıp söze karıştı,
-“Kadir
abiden sana hayır yok… Benim seni sikmemi istiyor… Öyle değil mi
Kadir abi? Karını becermemi ister misin? Şimdi, şurada, gözünün
önünde… Sikeyim mi güzel karını? Seksi karını?” Kocam başını salladı
onaylayarak,
-“Evet…
Karımı sik Hakan… Becer onu… Sik kaltağı… Amına koy karımın… Seksin
ne olduğunu öğrensin… İsteyip de alamamak neymiş öğrensin… Yalvarmayı
öğrensin…” Hakan bana döndü bu kez,
-“Sen
ne diyorsun aşkım? Sikilmek istiyorsun değil mi? Oh, yavrum benim…
Nasıl da kıvranıyorsun seks için, sikilmek için… Amcığından sular
akıyor… Deli gibi sikilmek istiyorsun, biliyorum… Şu anda kim
gelse sikilmeye razı vaziyettesin… Defalarca denedim bu hapı… Etkilerini
çok iyi biliyorum. Sabaha kadar siksem doymayacaksın artık… Durmadan
sevişmek istiyorsun şu anda… Ama hayır… Yalvar bana… Sikmem için
yalvar… Amına koymam için, yarağımı amına sokmam için yalvar…
Yoksa düzmem seni… Sikmem…”
Doğru
söylüyordu… Öyle bir istekle kıvranıyordum, öyle bir çılgınca sevişme
arzusu, sikilme isteği sarmıştı ki bedenimi… Bacaklarımı sımsıkı kapayıp
amımı kıstırıyor, kollarımı kendime sarıp içimdeki kahredici isteği
gidermek istiyordum. Ama nafile… Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu…
Kısık sesle istediğini yaptım,
-“Lütfen… Hakan…” diye kekeledim. Elini kulağına götürdü, gülerek,
-“Efendim?
Duyamadım tatlım… Yüksek sesle söyle… Ben de, kocan da duyamıyoruz… Ne
istiyorsun benden?” Artık sabrımın sonuna gelmiştim. Dayanamıyordum. Ne
isterse yapmaya hazırdım. Yeter ki …
-“Piç herif…
Seni istiyorum…” diye bağırdım. “Sik beni… Alçak… Ne istediğimi
biliyorsun… Orospu çocuğu… O hapı atarken bu duruma düşeceğimi
biliyordun. Becer beni artık…Sik… Ne istersen yaparım… Gel artık… ”
Bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Elimle
kadınlığımın dudaklarından tutup açtım. İçinden sular akan pembe
çiçeğimi ona gösterdim. Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle…
-“Lütfenn…
Seni istiyorum… O şeyini sok içime… Sikini… Yarrağını sok…
Yalvarıyorum…” Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı, bayağı ağlıyordum
istemsizce…
-“Peki
aşkım… Madem çok istiyorsun sikmemi… İstediğini vereyim ben de… Öyle
değil mi Kadir abi? Bak nasıl ağlıyor karıcığın… Sikmemi istiyor
benden… Sikmem için yalvarıyor bana…” Elini uzatıp yanaklarımdan akan
gözyaşlarımı sildi, “Canım benim… Kıyamam sana… Nasıl da ağlıyor, şuna
bak Kadir abi…”
-“Hadi artık Hakan… Sen de yalvartma artık… İstediğini ver karıma… Bak ben de bekliyorum… Sik artık şunu…”
Sonunda
dediğini yaptırmış, sikilmek için yalvartmıştı beni… Gözyaşlarımdan
ıslanan yanağımı okşayan elini tutup avuçlarını öptüm, kendime çektim
umutsuzca… Gülümseyerek geldi, bacaklarımı aralayıp arasına girdi.
Sertleşmiş sikini tutup kadınlığıma sürttürdü,
-“Ohhhh…”
diye inledim kıvranarak… Gerisinin gelmesini bekledim.
Gelmedi… Sikini su içinde kalmış, ıslak yarığım boyunca ileri geri
sürtüyor, klitorisimi sikiyle okşuyor, delirtiyordu beni… Sikinin bu ilk
teması bile yetmişti bana… İlk kasılmalarımı yaşadım. Daha içime
girmeden orgazm oluyordum.
Amımdan sular
fışkırıyordu adeta… Tişörtümü alıp bacak arama sürdü, ıslaklığını aldı.
Amımın sularıyla ıslanmış tişörtümü burnuna götürüp kokladı. Sonra
yavaş hareketlerle aletini kadınlığımın girişine nişanladı, başını
dayadı. Dışı kuruyan kadınlığıma zorla sokmaya başladı. Acıyla inledim.
Aldırmadı bile… Dudaklarını ikiye ayırıp sokmaya devam etti. İçimden
gelen zevk suları tekrar akmaya, amımı kayganlaştırmaya başlamıştı
hemen…
Yarıya
kadar soktu, geriye çıkardı. Tekrar soktu. Bu kez bir hamlede dibime
kadar girmişti aleti… Boynuna sarıldım sımsıkı… Kendime çektim… öyle bir
zevk alıyordum ki…
-“Ahhh…
Çok güzel…” diye inledim. Öylece kaldı içimde… Hareket etmiyordu…
“Hadii… Devam et… Sik beni Hakan…” dedim.
Başını
ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler konduruyordum. Gidip
gelmesini istiyordum içimde ama o hareketsiz duruyordu. Bu kez ben
kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert aletin vajinamda gidip gelmesini
sağlamaya başladım. Delirmiştim adeta… Deli kuvveti gelmişti bana…
Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi sırt
üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda… Şimdi üstünlük bendeydi… İstediğim
gibi hareket edebilirdim. O içimi kavuran istekle, inip kalkmaya
başladım. Dizlerimin üzerinde yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar
durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran erkeklik organı dibime
kadar dayanıyor, kasıklarımız birbirine yapışıyordu.
Bir makine gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi… Kasıklarındaki
kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten… Tekrar boşaldım o
zevkle… Hakan’da ise tık yoktu. Boşalmamıştı. Dimdik penisi içimde,
emrime hazır bir asker gibiydi…
Boşalmam
bitince beni yana devirdi. Kalktı, belimi tutup domalttı yatağın
üzerinde… Arkamdan girdi bu kez… Dakikalarca arkamda gidip geldi. Zevk
sularım bacaklarımdan yatağa süzülüyordu. Elimi araya sokup parmağımı
klitorisime götürdüm. Başım yastıkta, domalmış vaziyette, parmaklarımla
klitorisimi okşayıp sıkarken Hakan da, yeni kocam da piston gibi gidip
geliyordu içimde…
İyice
hızlandırdı hareketlerini… Ben yine yükselmeye, orgazma yaklaşmıştım ki
aniden çıkıverdi içimden… Böğürüyordu adeta, belimde, sırtımda
sıcak dölleri hissettim yağmur gibi… Boşalıyordu… Tam orgazma
yaklaştığım anda aniden içimden çıkması delirtmişti beni…
Yatağa attım kendimi… Parmaklarımla kendimi okşamaya,
klitorisimi hırpalamaya devam ettim. Beni heyecanla izleyen iki erkeğin
önünde, yatakta kıvrana kıvrana kendimi tatmin ediyordum. Bağıra bağıra
boşalmaya başladım az sonra… Dakikalarca kasıldım, titredim, inledim…
Kasılmalarım
bittiğinde çarmıha gerilmiş gibi kollarım, bacaklarım açık kala kaldım…
Bitmiştim… Kollarım tutmuyordu… Nefes nefese, soluk almaya
çalışıyordum. Göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Ter içindeydim.
Sırtımda Hakan’ın dölleri vardı, yattığım yerde ıslaklığını
hissediyordum. Hakan elimden tuttu, kaldırıp koluma girdi, banyoya
götürdü beni… Duşun altına soktu, bir güzel yıkadı, çıkarıp kuruladı.
Tekrar yatağa getirip yatırdı. Gidip kendisi duşun altına girdi.
Benimse
parmağımı kıpırdatacak halim yoktu. Sırt üstü serilip kalmıştım
yatakta… Birden bacaklarımın arasında bir temas hissettim. Zorla
gözlerimi açıp baktım. Kocamdı. İnledim,
-“Yoo… Hayır…” dedim.
Kadir bana aldırmıyordu bile… Teni ıslaktı, su
damlacıkları süzülüyordu. O da duşa girmiş, sarhoşluğunu atmış gibiydi.
Bu kez kocam bacaklarımı araladı, kalkmış aletini içime soktu. O tanıdık
zevk ateşi anında tüm vücudumu sardı yine…
Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika
olmamıştı daha… Ama içime giren kocamın sikini iştahla, sevişmeye yeni
başlamış gibi alıyordum içime… Bacaklarımı ayırıp içimde yükselen
şehvetin kollarına bıraktım kendimi… Gözlerim kapalı, kocamın içimde
gidip gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas eden bir
sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan Hakan yanımıza gelmiş,
belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş sikini dudaklarıma
sürüyordu.
-“Aç ağzını… Yarrağımı ağzına al… Yala canım…” dedi.
Dediğini
yaptım hemen… Ağzımı kocaman açtım, sikini dudaklarımın arasından
kaydırıverdi. Dudaklarımı kapatıp ağzıma alabildiğim kadarını somurmaya
başladım. Dilimle de ağzımın içindeki kısmını okşuyor, emiyordum. Kocam
da içimde gidip gelirken gözlerini benden ayırmıyor, karısını paylaştığı
adamın sikini nasıl yaladığıma bakıyordu. Zevk aldığı belliydi, bizi
izledikçe içimde gidip gelen sikinin daha da büyüdüğünü hissediyordum.
Kendime,
yaptıklarıma, yaşadıklarıma inanamıyordum. Bir rüyada, bir porno filmde
gibi hissediyordum kendimi… Kocam bacaklarımın arasında, içimde
gidip geliyor, ben elin adamının sikini ağzıma almış her tarafını
yalayıp emiyordum. Bir elimle de alttan sarkan torbalarını okşuyordum
sürekli…
Sikini bana emdiren Hakan’ın eli memelerimde
dolaşıyor, okşuyor, uçlarını sıkıyordu. Kocamsa ayak bileklerimi tek
eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice daralan
kadınlığımda gidip gelirken, zevk sularımda ıslattığı parmağıyla arka
deliğimi okşuyordu.
O seks yapmayı görev gibi gören kadın mazide kalmıştı.
Onun yerine azgın bir fahişe gelmişti. Azgın… Doyumsuz… Her yerimden,
her deliğimden ayrı zevk alıyordum. Sürekli… Durmaksızın… Zevkten
delirmek üzereydim.
Önce Hakan’ın ağzımın içinde
emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya,
boşalmaya başladı. Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu.
Midem bulanıyor, öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı.
Aksine bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu aletini… Sıcak
spermlerinin boğazımdan aşağıya kaydığını hissettim. Hiç bitmeyecek
gibiydi boşalması… Sanki az önce boşalan o değildi…
Kocam da hiç durmadan içimde gidip geliyordu, hızlanmaya
başlamıştı… Hakan’ın orgazm iniltileri onu da ateşlemiş, o da kasılmaya
başlamıştı. Gerilen vücudunu, daha da büyüyen aletinin amımda gidip
gelmelerini hissediyordum… Hakan’ın ağzımın içine boşalması bitmeden o
da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda, iki erkek birden spermlerini
akıtıyordu içime… Biri ağzıma, biri amıma…
Bu da beni
ateşledi… Tekrar orgazm olmaya, kocamın sikini amımla sağmaya başladım.
Üçümüz birden boşalıyorduk. Odanın içini inlemeler, zevk feryatları
kaplamıştı… Müthiş bir koro halinde, devinip duran, kasılan, şehvet
ateşiyle yanan çırılçıplak bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize
karıştık sonunda…
Ateşimize
otel odasının kliması bile yetersiz kalmış, ter içindeydik hepimiz…
Nefes nefeseydik. Hala yattığımız yerde kasılıp duruyor, kim, neremize
denk gelirse birbirimizi okşuyorduk. Kollarımız, bacaklarımız birbirine
dolanmıştı.
Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam
kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi kaldırdı, banyoya girdik hep
beraber… İki erkek, bir kadın tepemizden akan ılık suyun altında
birbirimize sarıldık… Ben ortalarında, kocamın dudaklarını öperken,
Hakan arkamda boynumu, omuzlarımı öpüyordu.
Suyun
dinlendirici etkisiyle kendine gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış
gibiydi. Erkeklerimin tekrar kıpırdanmaya başlayan aletlerinin temasını,
vücudumda dolaştıklarını hissediyordum. Biri önden, diğeri arkamdan,
bacaklarımın arasına girmişti.
Hakan banyo rafına
uzanıp duş şampuanını aldı, avucuna bolca döktü, bedenimin her yerini
köpükler içinde bıraktı. Kocam da ön tarafımda aynı şeyi yaptı.
Gözlerimi kapattım. Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının,
köpüklü ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke
bıraktım. Kedi gibi mırıldanıyor, zevkten inliyordum aralarında…
Döndüm, ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi,
onlardan biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden
oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize sarılıyor,
okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız, dillerimiz birbirini okşuyordu.
Erkeklerim bana sarılıp okşadıkları gibi birbirlerini de
okşuyorlardı. Kocam kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken,
eli Hakan’ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor, göğsünü okşayarak aşağıya
inip dimdik havaya dikilmiş aletini sıvazlıyor, oradan bana geçiyor,
okşayarak kasılan karnımdan yukarıya, memelerime kadar çıkıyor,
memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu. Ardından aynı şeyi Hakan
da kocama ve bana uyguluyordu. Katıksız, saf bir şehvet duygusu
kaplamıştı üçümüzü de…
Hakan
okşamayı bırakıp güçlü kollarıyla beni havaya kaldırdı.
Kaygan sikini altımdan amıma sürtmeye başladı. Bacaklarımı beline,
kollarımı boynuna sarıp işini kolaylaştırmaya çalıştım. Yavaş yavaş
aşağıya indirdi, çengel gibi beni erkekliğine astı adeta… Sikinin hepsi
içimdeydi. Boynuna sarıldım sımsıkı…
O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış
durumdaydı. Onun da kalkmış sikini arka deliğimde hissettim. Hakan’ın
kalçalarımı kavrayan elleri onları ikiye ayırmış, minik deliğimi kocamın
girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş şampuanının köpükleriyle
kayganlaşan aletinin başını deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu.
Hiç
yapmadığım bir şeydi bu… Kocama değil götümü siktirmek, sözünü bile
ettirmemiştim. Şimdiyse, deliğimin kenarlarında dolaşıp duran, okşayan
kocamın aletinin verdiği zevk, Hakan’ın amımdaki sertliğinin verdiği
zevke karışmış durumdaydı. Merakla bekliyordum başıma gelecekleri…
Kocam yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine
köpükle kayganlaşmış minik deliğime soktu. Dudaklarımı ısırıp inledim…
Hakan’ın dudaklarına kapandım. Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanırım
köpüklerin etkisi…
Başı giren alet artık pek zorlukla
karşılaşmadan yavaş yavaş girdi, girdi, sonunda kocamın kasıklarını
kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de dolmuştu şimdi… İçimdeki
aletler sanki birbirlerine sürtünüyorlardı. Dudaklarımı ısırdım… Biraz
acı… Çokça zevk…
Önde Hakan belini oynattı,
kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde gidip geldi, durdu. Bu kez kocam
arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da durdu. İnanamıyordum.
Aldığım zevk bitirmişti beni… Hem önümden, hem arkamdan becerilmek…
Bayılmıştım buna… Hayatımda tatmadığım zevkleri tadıyordum.
Ardından
kocalarım bir makine ritminde çalışmaya başladı. Biri giriyor, diğeri
çıkıyor, arkamdaki boşaltırken, önümdeki dolduruyordu zevk bölgemi…
Dayanamıyordum, öylesine bir zevk alıyordum ki… İnlemeye, feryat etmeye
başladım. Hakan hemen dudaklarıma yapıştı, sesimi boğdu. Şimdi onun
ağzının içinde boğuk boğuk inliyordum.
Bir
süre sonra yoruldular, dinlenmek için durdular. Bu kez Hakan’ın boynuna
asıldım, kalçamı indirip kaldırmaya başladım. İçimde hareketsiz duran
taş gibi erkeklik organları içimde, alçalıp yükseliyor, aynı anda
deliklerime girip, aynı anda çıkıyorlardı. Bu da zorluyordu beni… Bacak
aram patlayacak gibi geriliyor, zorlanıyordum.
Sonra onlar harekete geçti, tekrar pompalamaya
başladılar. Banyonun içinde vücutlarımızın çarpışmasıyla çıkan sesler,
üçümüzün zevk inlemeleri yankılanıyor, bu sesler bizi daha çok baştan
çıkarıyordu. Kocam bir süre sonra arkamdan çıktı,
-“Çocuklar, ben çok yoruldum…” dedi. Hakan içimden çıkmadan,
-“Sen şurda yere yat Kadir abi…” dedi. “Biz sana gelelim…”
Kocam
duşun altından çıktı, sırt üstü banyonun fayanslarının üzerine sırtüstü
uzandı. Siki dimdik havadaydı. Hakan beni kucakladı, kocamın yanına
gittik. Arzudan titreyerek kocamın üzerine çıktım, sikini bir hamlede
amıma aldım. Birkaç kez oturup kalktım.
Hakan arkamdan
yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Arka deliğimi iyice
açıp sikini dayadı. Bu kez yer değiştirmiş oldular. Biraz daha kalın
olan Hakan’ın sikini zorlanarak alabildim arkama… Yine dolmuştum. Yine
harekete başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya başladılar.
Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi aletlerin içimde kayarak
ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi okşamaları, içimde
çarpışmaları, iki deliğimin arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu
beni… Sonunda kaçınılmaz sonuç… Orgazm… Katıksız zevk… Küçük ölüm…
Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı… Ben
kasılırken içimdeki aletleri de ezmeye başladım. Girip çıkmakta
zorlanıyorlardı. Kocam alttan bağırmaya başladı,
-“Ohhhh… Aşkımm… Amcığın delirtiyor beni… Geliyorum…”
Hakan
da arkamda biteviye hareket halindeydi. Belimi tutan parmakları
kasılıyor, kalçalarının hareketi artıyor, içimde gidip gelen siki daha
çok girip çıkıyordu. Yine aynı anda boşalıyorduk, üçümüz birden… Kocam
altımda amımın içine, Hakan arkamda deliğimin içine
döllerini boşalttılar bağıra bağıra…
Boşalmamız
bittiğinde halsiz kalmıştık. Her iki deliğime de boşalan erkeklerimin
bıraktığı döller bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Sırayla duşun altına
girip çıktık, kurulanan gidip kendini yatağa attı…
Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri… Sabahın ilk ışıkları perdelerden
süzülmeye başlamıştı. İki erkeğim iki yanımda, birer bacaklarını üstüme
atmışlar, ellerini memelerimin üzerine koymuşlardı. Defalarca boşalmanın
verdiği tatlı yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına
bıraktık.
Öğleden
sonraydı uyandığımda… İkisi de yoktu yanımda… Kalktım, duş aldım,
bikinimi giyip dışarıya çıktım. Tahmin ettiğim gibi iki ortak havuz
başında şezlonglara oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Neşeleri yerindeydi
ikisinin de… Gülüyor, kahkahalar atıyorlardı.
Beni
görünce kalktılar, ikisi de yanıma gelip yanaklarımdan, dudağımdan
öptüler, sevgiyle sarıldılar. Orada kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık
birbirimizden… Geceleri aynı yatağı paylaştık. Sabahlara kadar
seviştik…
Tatil
bittiğinde evimize döndük. Kocamla o tatilde yaşadıklarımızdan,
Hakan’dan söz açmadık bir daha… Yaşadığımız her şey o tatil köyünde
kaldı. Ama aramızdaki ilişki de mükemmel bir hale geldi.
Onun tam istediği kıvamda, seksi seven, isteyen, hiçbir şeye hayır
demeyen bir kadın olup çıktım. Sevişmek için birimizden birinin
istemesi, bir bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına atılıveriyor,
saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne azdırıcı ilaca
gereksinimimiz var…
Mutluyuz… Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da ikimiz de biliyoruz ki, mutluluğumuzu Hakan’a borçluyuz.